04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

AK Parti sözcüsü Çelik'ten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na sert tepki! "Bunun ülkemizdeki adı Yassıada zihniyetidir"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun devlet memurlarına yönelik yaptığı açıklamalar tepkiye neden oldu. Skandal ifadelere bir tepki de AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi. Çelik konuyla ilgili yaptığı açıklamada: "Herhangi bir hukuki delile dayanmaksızın meşru hükümetin kanun dışı emirler verdiğini iddia etmek, bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmak vesayet siyasetidir. Bunun ülkemizdeki adı Yassıada zihniyetidir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki

Soylu konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Beceriksizliğini ve yetersizliğini sarhoş narasıyla kapatmaya çalışan Kılıçdaroğlu, "Heyyt!" demiş. Çok korktuk(!) Hesabı yol arkadaşların PKK’nın siyasi taşeronuna mı yoksa FETÖ'ye mi sordurursun. Milletimiz senin "NE" olduğunu, çok iyi biliyor Kılıçdaroğlu...” İfadelerini kullandı.

2 yıl önce

10 büyükelçiye çok sert tepki: Hadsiz açıklama kabul edilemez

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, Kavala’nın yargılandığı davayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarından dolayı Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. 10 ülkenin diplomatik misyon şefi bu çerçevede dün 10.00 sıralarında Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, büyükelçilere Türkiye’nin resmi tepkisini iletti. ‘Teamüllere aykırı’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Ülkemizde devam eden bir davayla ilgili olarak, diplomatik teamüllere aykırı şekilde dün (önceki) akşam ortak bir açıklama yayımlayan Ankara’daki bir grup büyükelçi bu (dün) sabah Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştır. Bu ülkelerin büyükelçileri/maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir. Adı geçenlere, anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, büyükelçiler/maslahatgüzarlar, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.” Tepkiler sürüyor Dışişleri Bakanlığı tarafından bizzat uyarılan büyükelçilere siyasilerin tepkileri dün de sürdü: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve ‘yargı bağımsızlığından’ söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak ‘siyasetin yargıya müdahalesini’ talep etmişlerdir. Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bu aralar çok moda oldu, canı sıkılan bildiri yayımlıyor. 10 tane büyükelçilik bir araya gelmiş, içinde Amerika’sı da var Almanya’sı da var. 10’unuz değil, 100’ünüz gelse Türkiye’ye zerre toz konduramazsınız... Osman Kavala için seferber olmuş Batı’ya diyeceğim şudur; Türk yargısı ‘bitti’ demeden, bitmez, bunu da herkes böyle bilsin... Burası bir çadır devleti değil, 2 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Herkes aklını başına alsın, haddini bilsin.

2 yıl önce

Bahçeli'den tezkereye hayır oyu veren CHP'ye sert tepki: Türkiye düşmanlarıyla aynı hizadalar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet'in 98'inci yıldönümü dolayısıyla sosyal medya hesabında mesaj yayınladı. Bahçeli'nin açıklamalarından satır başlıkları; Büyük düşünürümüze vefatının 97'inci yıl dönümünde Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyor, bizlere emanet ettiği fikir meşalesini gururla taşıyacağımızı bilvesile ifade ediyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun diyorum. Cumhuriyet, 98 yıl önce kutlu ve yüksek bir mücadelenin hak edilmiş mükâfatı olarak ilan edilmiş, böylelikle 19 Mayıs 1919'da Samsun'da atılan ilk adım 29 Ekim 1923'de milletimizin emsalsiz ahlakıyla taçlanmıştır. Türk milleti parlak geleceğini kendi iradesiyle inşa etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, sömürgeci güçlere karşı muazzam bir dirilişin, muhteşem bir dirayetin eseri olarak tarihteki yerini almıştır. Tam bağımsızlık onuru kurtuluşumuzun inanç kaynağı, kuruluşumuzun itibar sancağı olarak tıpkı bir bayrak gibi milli gönüllerde dalgalanmıştır. Milli Mücadele haklı ve haysiyetli bir duruşun adıdır. Cumhuriyet ise bu şanlı mücadelenin ruhundan doğan, geçmişi gelecek özlemleriyle birleştiren fazilet timsali, milli egemenliğin tesis ve tecessüm zirvesidir. Teslimiyetçilerin bu zirveyi idrak etmesi beyhude bir çabadır. Dün müstevlilerin oyunlarını kahramanlıklarla bozan aziz millet kudreti, bugün onların uzantılarını, işbirlikçilerini, husumet cephesinden toplanan hıyanet temsilcilerini tekraren bozguna uğratma amacına kilitlenmiş, bundan da zerre taviz vermeme iradesiyle kenetlenmiştir. Vatanımızın işgalini reddederek Cumhuriyet'e giden yolları açan büyük Türk milleti, şimdilerde aynı inanç ve azimle terörün kökünü kazıma hedefine odaklanmıştır. Mandacıların ve esarete hayranlık duyanların izinden yürüyenler terörle mücadeleye karşı gelen kimliksizlerdir. Türkiye'nin haklı davasını karalamayı siyaset zannedenler Anadolu'ya kapanıp, zillet ve hıyanete sessiz kalınmasını, bölücülere tepkisiz durulmasını dayatan, bunu da demokrasi maskesiyle servis eden millet ve vatan muhalifleridir. Bunlar aynı zamanda Türkiye karşıtlarıdır. Terörle mücadeleye itiraz edip milli bekayı tartışmaya açmak isteyen çarpık siyasetçiler Cumhuriyet'in anti tezi, istiklal sevdasının ardışık tehdidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasını yağmalayanlar maalesef Türkiye düşmanlarıyla aynı hizadadır. Geçmişte düşmana ganimet olmayan Türk milleti, terör ve bölücülükle önünü kesmeyi planlayan siyasi zillet lobisine de müstahak oldukları demokratik dersi mutlaka verecek, menfur emeller bir kez daha kursaklarda kalmaya mahkum olacaktır. Değerli vatandaşlarımızın, Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, Milli Mücadele kahramanlarına, muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, Cumhuriyet'in ilelebet var olacağını kararlılıkla vurguluyorum.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan Yunanistan'a çok sert tepki: Kameralar ve insanlığın vicdanı kayıtta!

Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı ve Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yapılan açıklamalar ile çok sayıda düzensiz göçmen taşıyan lastik bir botun Türk Sahil Güvenlik Botları eşliğinde Yunan karasularına girdiği ve Türk Sahil Güvenlik Botlarının Yunan Sahil Güvenlik unsurlarını taciz ettiği yönünde asılsız iddialarda bulunuldu. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı bu iddialara, Yunanistan! Suçluluk psikolojisiyle yaptıklarını, yine Türkiye yapmış gibi göstermeye çalışmış ve Türkiye'ye "korsan devlet" suçlamasında bulunmuş. Lütfen; Aynada gördüklerinizi Türkiye'ye yakıştırmaktan vazgeçin! Kameralar ve insanlığın vicdanı kayıtta!” şeklinde tepki gösterdi. İçişleri Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan açıklama ise şöyle; Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı ve Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yapılan açıklamalar ile çok sayıda düzensiz göçmen taşıyan lastik bir botun Türk Sahil Güvenlik Botları eşliğinde Yunan karasularına girdiği ve Türk Sahil Güvenlik Botlarının Yunan Sahil Güvenlik unsurlarını taciz ettiği yönünde asılsız iddialarda bulunulmuştur. 09 Kasım 2021 tarihinde yaşandığı öne sürülen bahse konu olaya ilişkin olarak; Saat 09.00'da İzmir ili Dikili ilçesi açıklarında Yunanistan karasularında 1 adet düzensiz göçmen botu olduğu ve bahse konu botun Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından dalga yaratarak sürmek suretiyle Türk karasularına geri itilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları, kendilerine yapılan tüm telsiz çağrılarına rağmen bahse konu düzensiz göçmenleri kurtarmak yerine Türk karasularına geri itmiş, lastik bot içerisindeki toplam 32 düzensiz göçmen Türk Sahil Güvenlik Botları tarafından kurtarılmıştır. Yunanistan unsurlarının, düzensiz göçmenleri geri itmek maksadıyla yaptığı manevralar esnasında Türk karasularını ihlal etmeleri Türk Sahil Güvenlik unsurlarının yaptığı manevralar ile engellenmiştir. Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından resmi internet sitesinde olaya ilişkin iddia edilen bilgilerle birlikte yayınlanan fotoğrafın daha önce 02 Nisan 2021 tarihinde de kullanıldığı ve gerçeği yansıtmadığı aşağıda daha önce yayınlanan haber linkinden de anlaşılmaktadır. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı düzensiz göçün engellenmesi maksadıyla gerek ulusal gerek uluslararası hukuk kuralları kapsamında üzerine düşen görevleri 7 gün 24 saat esasına göre aralıksız sürdürmektedir. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından gösterilen tüm çabalara rağmen Yunanistan unsurlarının Ege Denizi'nde düzensiz göçmenleri geri ittikleri, yaşanan bu geri itmelerin çoğunda düzensiz göçmenlerin insanlık dışı muamelelere maruz kaldıkları, değerli eşyalarının alındığı, darp edildikleri, ellerinin kelepçelendiği, denize son derece elverişsiz can sallarına bindirilerek Türk karasularına sürüklenmeye terk edildikleri ve hatta can yeleksiz olarak doğrudan denize atıldıkları birçok olay yaşanmış, göçmen ifadelerine de yansıyan bu olaylar defalarca uluslararası basın kuruluşları tarafından da kayıt altına alınarak tüm dünya basınında geniş yer bulmuştur. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı insan haklarına ve hukuka saygılı şekilde denizde ihtiyacı olan herkesin yardımına koşmaya 7 gün 24 saat hazırdır.

2 yıl önce

Miçotakis'in Türkiye'ye yönelik sözlerine Erdoğan'dan sert tepki: Nankörlüktür! Belgeler elimizde

Cumhurbaşkaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban ile basın toplantısı düzenledi. Macaristan'la 9 anlaşmanın imzalandığı toplantının ardından Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in mülteci sözlerine sert tepki gösterdi ve ABD'nin Dedeağaç'a askeri sevkiyatıyla ilgili kritik mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; Sayın Başbakan, değerli heyet üyeleri kıymetli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Macaristan Başbakanı ve heyetini Ankara'da ağırlamaktan bahtiyar duyuyorum. Bugün dost ve müttefik Macaristan'la 2019 yılında kurduğumuz Yüksek stratejik konseyinin 5. toplantısını yaptık. Uluslararası ve bölgesel konularda görüşlerde bulunduk. Ekonomik ilişkilerimiz her geçen gün gelişiyor. Ticaret hacmimiz 4 milyar dolar diyor. İlk etapta ikili ticaret ilişkisinde 6 milyar doları hedefliyoruz. Değerli dostumun ve Macar makamlarının desteğiyle bu hedeflerin üstüne çıkacağına inanıyoruz. Türkiye olarak biz de Macar yatırımcılara her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Türk ve Macar girişimcilerin Afrika kıtasındaki ortak yatırımlarını taktirle karşılıyoruz. Ülkelerimiz arasındaki dostluk anlaşmasının yürürlüğe girişinin 100. yılı münasebetiyle 2024 yılı Türkiye-Macaristan Kültür yılı olarak kutlayacağız. 2016 yılında Macaristan'da yakalanan tarihi eserin bugün Türkiye'ye kavuşmasına yardımcı oldu. Macar dostlarımız tarafından sergilenen bu işbirliğinin başka ülkelere de örnek olmasını temenni ediyorum. Yarın Türk Konsey Zirvesi'ne Orban da katılacak. Stratejik ortağımız Macaristan'la Türk Konseyinin yanı sıra diğer platformlarda yürüttüğümüz işbirliğini daha ileriye taşımak da kararlıyız. Bizim için Yassıada olan, şimdi ise Demokrasi ve Özgürlükler Adası koyduğumuz bu güzel adamızda ilk toplantımızı yapacağız. Yarınki toplantıya bu yüzden milletçe çok önem veriyoruz. Stratejik ortağımız Macaristan'la buna başlayacağımız bize ayrı bir güç katmaktadır. Bize her desteği veren Orban'a teşekkür ediyorum. Üyelik için verdikleri destekleri her zaman anacağım. MİÇOTAKİS'İN MÜLTECİ KRİZİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALARI.. Zira Türkiye'de toplam mülteciye baktığımız zaman 5 kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Bunun 4 milyonu yakını sadece Suriye. 5 milyona yakın mülteciyi ev sahipliği yapan ülkeye, "Mülteci sorunu Türkiye'den kaynaklanıyor" demek nankörlüktür. Biz kapıları açarsak Yunanistan ne yapar bilemem. Ege'de Akdeniz'de mültecilerin botlarını şişleyerek onları ölüme mahkum eden Yunanistan'dır. Çoluk çocuk demeden, botları şişleyerek, bazen kıyı emniyet oradan süratle gererek batıran, insanları ölüme mahkum eden Yunanistan. Neyi konuşuyor bunlar. Tamamı ile Miçotakis ve avanesi de dürüst davranmıyorlar. Dürüst davranmadıkları için de bölgede güven telkin etmiyor. Elimizde bütün belgeler var. Kayıtları var. Nasıl Ege'de Akdeniz'de düzenli düzensiz göçmenleri nasıl ölüme terk ettiklerinin belgeleri var elimizde. Dünyayı aldatabilirsiniz ama Türkiye'yi aldatamazsınız. "ABD'NİN ÜSSÜ HALİNE GELDİLER" Maalesef Dedeağaç'la ilgili konuda, aslında Dedeağaç bir üs değil. Yunanistan'ın kendisi şu anda ABD'nin bir üssü noktasına gelmiştir. Şu anda Yunanistan'ın içerisindeki ABD üslerinin sayısını ben saya saya bitiremedim. Şöyle hepsini bir araya toparladığınız zaman, ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki; Yunanistan'ın kendisi adeta ABD'nin bir üssü gibi. Böyle bir tablo var. O da harita üzerinde bir belge. Dedeağaç bunların içerisinde sadece ufak bir bölge. Bütün bunlar neden yapılıyor, neden yapılıyor. Biz bunu tabii gerek Biden'la gerek ilgililerle Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım sorduğunda dürüst davranmıyorlar. Kaçamak cevap veriyorlar. Ve kendilerine seçtikleri komşu yanlış bir komşu. Üs olarak da Ege'de Yunanistan'la takındıkları bu tavır doğru değil. Düşünün biz NATO üyesiyiz, ABD NATO üyesi, Yunanistan NATO üyesi. Ama NATO üyeleri olarak Amerika en çok destek veren olduğuna göre, e biz niye birbirimize düşüyoruz. NATO üyeleri içinde gerek asker sayısı itibarıyla, gerek mali destek itibarıyla Türkiye, ABD'den sonra ilk 7 içerisinde yer alan bir ülkedir. Yunanistan'ın böyle bir durumu yok. Çok gerilerde. Fakat biz kendimize inanıyoruz. Kendimize güveniyoruz. Ve bu bölgenin biz sigortasıyız.

2 yıl önce

Bakan Kurum’dan HDP’li Gergerlioğlu’na sert tepki: Sırtını PKK'ya dayayıp millete parmak sallama dönemi bitmiştir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2022 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Cevdet Yılmaz başkanlığında toplanan komisyona Bakanlığın 2021 yılı faaliyetlerini ve 2022 yılı bütçe teklifini sunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kapanış konuşmasında bazı milletvekillerinin iddialarına yanıt verdi. "MİLLETE PARMAK SALLAMA DÖNEMİ BİTTİ" Bakan Kurum, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bürokrat atamaları ile ilgili ‘FETÖ iddialarına’ da yanıt verdi. Bakan Kurum, sırtını vesayete, cuntaya, mafyaya, FETÖ’ye, PKK’ya dayayıp millete parmak sallama, millete efendilik yapma döneminin AK Parti tarafından bitirildiğini belirtti. "İDDİALARININ HİÇBİR KIYMETİ YOK" "Kimse, arkadaşlarımız hakkında mesnedi olmayan iddialarda bulunmasın. Bunu söyleyen önce kendine bakacak." diyen Bakan Kurum, "Şu anda iş tuttuğu, kökü dışarda kendi içeride olan arkadaşlarına, birlikte yol yürüdüklerine, iş tuttukları ABD’deki FETÖ trollerine bakacak. Ondan sonra karşımıza geçecek konuşacak. Bizim için Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun söylediklerinin, iddialarının hiçbir kıymeti yoktur” şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki baba Süleyman Aydın’dan CHP’nin helallik açıklamasına sert tepki: Hakkımız bunlara haram olsun

HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan ailelerin direnişi 811’inci gününe girdi. Evlat nöbetindeki baba Süleyman Aydın, CHP’nin “helalleşme” açıklamasına tepki gösterdi. Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelen ailelerin HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemi 811’inci gününde de sürüyor. 6 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Özkan için eylem yapan baba Süleyman Aydın, evladını CHP’nin dostu dediği HDP’den isteyerek, CHP’nin “helalleşme” adımına tepki gösterdi. Hakkımızı helal etmiyoruz Sonuna kadar buradan kalkmayacağını hatırlatan Süleyman Aydın, evladının yolunu burada sonuna kadar gözleyeceğini ifade etti. Evladının daha 15 yaşında olduğunu belirten Aydın, “15 yaşındaki çocuğun iradesi yoktur. Benim evladımı CHP’nin dostları götürdü. Ama CHP, bir gün bile bize sahip çıkmadı. Konu HDP olduğunda susuyorlar. Biraz ellerini vicdanlarına koysunlar. Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medyada diyor ki, ‘helalleşmeye çıkacağım.’ Ben bir baba olarak, biz anne, babalar olarak hakkımızı helal etmiyoruz. Çünkü bizim çocuklarımızı, CHP’nin dostları götürdü. O yüzden hakkımızı hem HDP’ye hem de CHP’ye haram ediyoruz. Hakkımız bunlara haram olsun. Biz, sonuna kadar burada mücadelemize devam edeceğiz. Devletimiz, çocuklarımız için büyük bir mücadele veriyor. İnşallah çocuklarımız için bir sonuç alırız. Çocuklarımız da sesimizi duyuyorsa oğlum, güvenlik güçlerine teslim ol” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 27 28